Ana içeriğe atla

Zaman Akar İken

Günlerin ardı ardına kovalandığı zamanlarda yetiştirmeye çalıştığımız tüm işler eksik tüm kazançlarımız yarım. Yarınsız sancılar içinde yanıyoruz durmadan. Yüz yıldır hiç bir yaramız sarılmadan durmadan kanayarak ve acımızı bal eyleyerek yaşamayı öğrenmiş bir millet olarak kavrulup duruyoruz işte kendi yağımızda ya da yangınımız da. Barış isteyenlerin akıbetinin belli olduğu coğrafyalarda yaşamak bir masaldan ibaret olsa gerek. Zamanın değişmeyen zembereğinde yine aynı afyonların uyuşturduğu zihinlerde küçük umutlarımız bile kalmadı. Hem haberiniz yok mu sizin, biz yaşamak yerine yaşama taklidi yaparak idare etmeyi öğrenerek büyürüz. 
 Bir ömür bir şeyler olmayı bekleriz. Olmaz ama beklemek üzerine methiyeler düzeriz sonra. Avunmayı ve kendi kendimize ninniler söylemeyi o kadar iyi beceririz ki, sormayın. Sokaklarda suratlarımız asıldı iyice, düğünlerimiz, bayramlarımız tükendi. Yaslarımıza yaslanıp, ağıtlarımıza sığınıp yüreğimizi soğutmaya çalışıyoruz. Yaşamaktan utanıyoruz artık. Niye bizde ölmedik diye üzülüyoruz. Beni anlıyor musunuz? Barış isteyenlerin katledildiği coğrafyalarda anne olmak ne kadar zor bilir misiniz? Taze çiçeklerine, çocuklarına umut ve barış dolu bir dünya sevgisini, sevincini aktarmak  ve onlara kendilerini gerçekleştirebilmeleri için bir yolun mutlaka olduğunu söyleyebilmek mümkün mü? Zamanın içinde kendimizi bırakmış öylesine toslaya toslaya yaşıyor taklidi yapmaya devam ediyoruz yine. Sevgiyle...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aladağ'lar Ana dolu

Soğuk bir kış gecesinde Aladağ’larda yanan kızlar benim kızlarımla aynı yaştaydılar. Evlerinden, analarından, babalarından uzakta yalnız yangınlar içinde biz yanmayalım da bir ülke olarak kimler yansın. Okumaya gönderilen kızlardı onlar, gelecekleri analarına, ninelerine benzemesin diye okullara giden yavrulardı. Amansız bir yarışa durmuş, gündüz okulda matematik, fen, sosyal bilgiler, İngilizce vb. derslerini görmüş, ödevlerini yapmış eve gidememiş, yurtta kalan 11-14 yaş aralığındaki canlarımızdı onlar. Birer körpe umuttular yeşeremeden yandılar, biz yanmayalım da kimler yana? Ah yokluk, yoksulluk ve yalnızlık ne büyük bir yangınsın sen ki bin yıllardır sönmedin. Küllerinden tutuşup tutuşup kavurmaktasın hala bizi. Uykularında olmaydılar halbuki şimdi, derin karanlığında değil ölümün. Belki yarın için ödevlerini bitirmişlerdi, öğretmenlerinden övgüler alacaklardı, çatlak elleriyle anneleri üstlerini örtemese de, sarılacaklardı yorganlarına Aladağ’ın yalnız kızları ve gelecekl...

Körleşme

Düşüncelerim, duygularım fazlasıyla dalgalı bu günlerde. Aslında istediğim rahatlıkta ve özgürlükte yazamıyorum. Açıkçası, korkuyorum deyip susuyorum. Çünkü ülkemde insanların neler yaşadıklarını çok iyi biliyorum. Geçmişte, 80 döneminde bir toplumun üstünden geçen silindirin çekingenliğini yaşıyorum hala. İnsanların, en yakınlarımızın nasıl işkence tezgahlarından geçtiğini dinliyerek büyüyen çocuklardık biz. Darbelerin darma duman ettiği hayatlardık. Zorla yaşama tutunmayı başarmışken, şimdi yeniden özgürce tüm düşüncelerimizi paylaşıp yeniden kaybetmekten ve kaybolmaktan korkuyorum. Sadece kafamın neden bu kadar karışık olduğunu anlatmak istiyorum ve bu kadarıyla yetiniyorum. Gündemimiz seçim, yoksulluk, hepsinin dışında koca bir yumak haline gelmiş sorunlara durmadan eklenen yenileri. Sadece üzülüyorum, bu kadar kaba bu kadar hakaretlerle dolu geçen seçim dönemlerini yaşamak zorunda kaldığımız için. Hiç kimsenin yandaşı ve taraftarı değilim. Keşke birileri de sadece kibarlığı...

Bağırmayın

Güneşin karalaması                                                                         "Hey Öğretmenim, sizi hayretle izlemekteyim! Kafamın ne kadar karışık olduğunu anlamadan bana bağırma, lütfen. Dünyayı anlamaya çalışmaktayım ve sizlerin bana yardımcı olacağınızı düşünmüştüm ama bana sürekli gürültü yaptığım için bağırmanızı veya verdiğiniz ödevlerinizi yapmak istemediğim için kızmanızı ve beni aşağılamanızı hak ettiğimi sanmıyorum. Henüz 10'lu yaşlarımdayım ama sanki dünyanın yükünü sırtlamışsınız omuzlarıma ve büyükmüş gibi yaşamamı istiyorsunuz benden. Çocukluğuma dokunmayın, oyunlarımı gelecek kaygısıyla çalmayın, bana bağırmayın!" Günlerimin izine düşmek istediğim önemli bir konu var sevgili arkadaşlarım. Kendi içinde yaşadığım sorunlar üzerine yazmayı pek sevmiyorum. Hele ki çocuklarım...