Ana içeriğe atla

Nereye Kayboldum


Uzun bir aranın ardından yeniden merhabaaaa!

Üzerimizden kaç yıldız geçti saymak mümkün olmasa da koca bir okyanusun fırtınalı geceleri kadar çalkantılı süreçlerden geçtiğimizi söylemek mümkün. Bu dönem gemide ki herkesin olduğu gibi benim zamanlarımı da çalkalamış durumda. Hangi kıyıya nasıl vurduğumu anlamaya çalıştığım bir yenilenme dönemindeyim şimdi. Belki uzun belki kısa bir aradan sonra ayağım bir taşa değmişken şöyle bir soluk almak için ciğerlerimde iyotlu yeniliklerle beraber merhaba diyeyim dedim can dostlara. Yaşadığımız coğrafyanın bitmez tükenmez sorunları arasında kendimize gelmeye çalışırken küçük hayatlarımızın doyumsuz günlerinden birindeyim şimdi. Otuz küsur yıllık hayatımın büyük kopuşunu yaşamaktayım aslında. Ayrıntıların benzer hikayelerine girmeden söylemek gerekirse bir kıyıdan başka bir kıyıya vurdum diyebilirim. Hoş oldu şimdilik. Yaşandıkça görülecektir ötesi. Umudumuz tüm yenilenmelerin güzelliği niyetiyle doldurmaktır yelkenimizin rüzgarını. Seçimlerimiz bin bir gece değil yılların birikimiyle akmaktadırlar yatağında. Hayrola deyip yıldızlara yollanmaktayız. Sevgiyle Selamlanmaktasınız!   
Kısaca şehir değişikliği, Egedeyim, sahildeyim, sevgiyle...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Soma

 Bugün günlerden Soma'da 301 maden işçisinin ölümün ardından gerçekleşen ilk mahkeme günüydü. Adaletin yerine geleceğine dair şüphemiz olsa da olmasa da değişmeyecek tek bir şey var 301 can, baba, abi, kardeş, oğul geri gelmeyecek. Geride kalanların acıları da nesiller boyunca aktarılacak bir sızı olarak kalacak. Bundan sonrası için ne olacak bilemiyorum ama bundan öncesine bakmak bir çözüm önerisi olabilir diye düşünüyorum.   Ege Bölgesi medeniyetlerin başladığı çağlardan itibaren insanların yaşadığı bölgelerden biridir. Biz bunu Ege Yunan devletleri dönemi, Makedonyalı İskender Dönemi, Roma Dönemi, Bizans Dönemi, Türk Beylikleri Dönemi son olarak da Osmanlı Dönemi diye binlerce yıllık tarihi tanıklıkla görebiliriz. Tarih bize  kaleler, su kanalları, inanılmaz amfi tiyatrolar veya arkeolojik her türlü veriyle birlikte sunar bu zenginliği. Biz bu bölgede doğan ve büyüyen çocuklar olarak bu binlerce yıllık tarihin gölgesinde yaşarız.     Doğu medeniyetleriyle b...

Güçlü Kadınlar Klubü

Ölmek zorunda değilsiniz kadınlar! İzlediğiniz her kadına yönelik şiddet haberinin öznesinin yarın siz olmayacağınıza dair bir garantiniz var mı? Ne yazık ki yok! Siz kendiniz olarak var olmaya çalışmadıkça, ipleriniz hemde hayata bağlandığınız ipleriniz başkalarının elinde olmaya devam edecek. Siz varoluşunuzu sadece sevdiklerinize ve toplumun size giydirdiği tüm mecburiyetlere bağlamaya devam ettikçe, yaşamınız kendi elinizde olamayacak. Modern dünyada olduğunuz yanılgısına düşmenizi istemem, hala Nazım'ın dediği yerdeyiz: "...soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen..." diyen, dizesindeyiz. Bu yüzden bizleri kolayca öldürmeyi seçebiliyor tüm sevdiklerimiz. Biz ya onların malı ya da ancak yok ederek temizleyebilecekleri ellerinin kiri. Acı, biliyorum ama gerçek. İsimler değişse de kadın cinayetlerinin önlenemeyişi ve durmadan yükselişi sebebiyle daha çıplak ve çarpıcı bir şekilde kavga etmeliyiz bu öldüren zihniyetle. Yüzlerine vurmalıyız sahte kutsallıklarını. Sadece...

Afrika'da Umutlar ve Büyücüler

  İçimizin çölleri ve benzeri tantanalı cümlelerimi bir kenara bırakıp, "Umuda Yolculuğun" Akdeniz'de boğulması üzerine bir kaç kelam etmek istiyorum. Son bir hafta da yaklaşık bin kişi Akdeniz'in sularına gömüldü. Nedenleri üzerine ortalama bir entelektüel biraz tarih bilgisiyle birlikte bu konuda uzun uzun yazabilir. Sebepleri veya çözüm önerileri olanların hepsi önümüzdeki yüz yıl daha konuşmaya devam edecekler mutlaka. Akdeniz, Atlantik veya dünyanın tüm denizlerinde balık istifi batık olan Afrikalılar hiç konuşamayacaklar ve acılar üzerinden edebiyat üretmeye devam eden biz kalemşör ve şimdinin klavyeşörleri hiç susmayacaklar.   Bu gün Tanzanya'daki Albinolar hakkında bir haber izledim. Babası, Albino hastası olan oğlunu kampa bırakıp gidiyor. Çocuğun çığlıkları, kendini yere atıp ağlaması her terk edilen çocuğun verebileceği tepkiler gibiydi. Tanzanya'da Albinolu insanlar büyücülerin ellerinden kurtulmaya çalışıyorlarmış. Çünkü büyücüler onları öldürere...