Ana içeriğe atla

Nereye Kayboldum


Uzun bir aranın ardından yeniden merhabaaaa!

Üzerimizden kaç yıldız geçti saymak mümkün olmasa da koca bir okyanusun fırtınalı geceleri kadar çalkantılı süreçlerden geçtiğimizi söylemek mümkün. Bu dönem gemide ki herkesin olduğu gibi benim zamanlarımı da çalkalamış durumda. Hangi kıyıya nasıl vurduğumu anlamaya çalıştığım bir yenilenme dönemindeyim şimdi. Belki uzun belki kısa bir aradan sonra ayağım bir taşa değmişken şöyle bir soluk almak için ciğerlerimde iyotlu yeniliklerle beraber merhaba diyeyim dedim can dostlara. Yaşadığımız coğrafyanın bitmez tükenmez sorunları arasında kendimize gelmeye çalışırken küçük hayatlarımızın doyumsuz günlerinden birindeyim şimdi. Otuz küsur yıllık hayatımın büyük kopuşunu yaşamaktayım aslında. Ayrıntıların benzer hikayelerine girmeden söylemek gerekirse bir kıyıdan başka bir kıyıya vurdum diyebilirim. Hoş oldu şimdilik. Yaşandıkça görülecektir ötesi. Umudumuz tüm yenilenmelerin güzelliği niyetiyle doldurmaktır yelkenimizin rüzgarını. Seçimlerimiz bin bir gece değil yılların birikimiyle akmaktadırlar yatağında. Hayrola deyip yıldızlara yollanmaktayız. Sevgiyle Selamlanmaktasınız!   
Kısaca şehir değişikliği, Egedeyim, sahildeyim, sevgiyle...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aladağ'lar Ana dolu

Soğuk bir kış gecesinde Aladağ’larda yanan kızlar benim kızlarımla aynı yaştaydılar. Evlerinden, analarından, babalarından uzakta yalnız yangınlar içinde biz yanmayalım da bir ülke olarak kimler yansın. Okumaya gönderilen kızlardı onlar, gelecekleri analarına, ninelerine benzemesin diye okullara giden yavrulardı. Amansız bir yarışa durmuş, gündüz okulda matematik, fen, sosyal bilgiler, İngilizce vb. derslerini görmüş, ödevlerini yapmış eve gidememiş, yurtta kalan 11-14 yaş aralığındaki canlarımızdı onlar. Birer körpe umuttular yeşeremeden yandılar, biz yanmayalım da kimler yana? Ah yokluk, yoksulluk ve yalnızlık ne büyük bir yangınsın sen ki bin yıllardır sönmedin. Küllerinden tutuşup tutuşup kavurmaktasın hala bizi. Uykularında olmaydılar halbuki şimdi, derin karanlığında değil ölümün. Belki yarın için ödevlerini bitirmişlerdi, öğretmenlerinden övgüler alacaklardı, çatlak elleriyle anneleri üstlerini örtemese de, sarılacaklardı yorganlarına Aladağ’ın yalnız kızları ve gelecekl...

Körleşme

Düşüncelerim, duygularım fazlasıyla dalgalı bu günlerde. Aslında istediğim rahatlıkta ve özgürlükte yazamıyorum. Açıkçası, korkuyorum deyip susuyorum. Çünkü ülkemde insanların neler yaşadıklarını çok iyi biliyorum. Geçmişte, 80 döneminde bir toplumun üstünden geçen silindirin çekingenliğini yaşıyorum hala. İnsanların, en yakınlarımızın nasıl işkence tezgahlarından geçtiğini dinliyerek büyüyen çocuklardık biz. Darbelerin darma duman ettiği hayatlardık. Zorla yaşama tutunmayı başarmışken, şimdi yeniden özgürce tüm düşüncelerimizi paylaşıp yeniden kaybetmekten ve kaybolmaktan korkuyorum. Sadece kafamın neden bu kadar karışık olduğunu anlatmak istiyorum ve bu kadarıyla yetiniyorum. Gündemimiz seçim, yoksulluk, hepsinin dışında koca bir yumak haline gelmiş sorunlara durmadan eklenen yenileri. Sadece üzülüyorum, bu kadar kaba bu kadar hakaretlerle dolu geçen seçim dönemlerini yaşamak zorunda kaldığımız için. Hiç kimsenin yandaşı ve taraftarı değilim. Keşke birileri de sadece kibarlığı...

Bağırmayın

Güneşin karalaması                                                                         "Hey Öğretmenim, sizi hayretle izlemekteyim! Kafamın ne kadar karışık olduğunu anlamadan bana bağırma, lütfen. Dünyayı anlamaya çalışmaktayım ve sizlerin bana yardımcı olacağınızı düşünmüştüm ama bana sürekli gürültü yaptığım için bağırmanızı veya verdiğiniz ödevlerinizi yapmak istemediğim için kızmanızı ve beni aşağılamanızı hak ettiğimi sanmıyorum. Henüz 10'lu yaşlarımdayım ama sanki dünyanın yükünü sırtlamışsınız omuzlarıma ve büyükmüş gibi yaşamamı istiyorsunuz benden. Çocukluğuma dokunmayın, oyunlarımı gelecek kaygısıyla çalmayın, bana bağırmayın!" Günlerimin izine düşmek istediğim önemli bir konu var sevgili arkadaşlarım. Kendi içinde yaşadığım sorunlar üzerine yazmayı pek sevmiyorum. Hele ki çocuklarım...