Korkularımızla bağlanıyoruz kuklacının iplerine. Bir kaç ipe bağlayıp kaygılarımızı her türlü araçlarını kullanarak rahatlıkla oynatabiliyorlar kuklalarını. Basitçe önümüze bir sürü kaygı seriyorlar önce. Bir kaçı çoğumuzu kendine çekiyor zaten. Bunlardan özellikle en temel insanlık kaygımız olan "Güvende olmak" arayışımız en sağlam iplerden biri oluyor. Her zaman bizi yok etmeye çalışan büyük ve gizli güçler hazırdırlar, korkularımızı kabartmak için. Kolayca teslim oluruz onların oyunlarına. Yaşamı kontrol eden temel insani özellikler durmadan saldırı altında.Tüm güzellikleri ve yaşamı anlamlı kılmaya yönelik değerleri hiçleştirmenin en kolay yolu, büyük sorunlarla boğuşmaya terk etmektir insanları belki de. Bu yüzden bitmeyen hayat kavgaları içinde durmadan debelenip duruyoruz. Kimseye bulaşmadan yaşama çabamız, kimse tarafından etiketlenmeden özgürlüğümüzü yaşayabilme şansımız yok gibi. Bu durumda görünür olmak yerine, perdelerin her türlü kapatıcılığı arkasına saklanarak sadece nefes alıp, uyuyup, yemek yiyerek var olmaya çalışmak, tarihin insanlığa armağan ettiği asıl veba bence.
Korkularımıza tutunarak özgürleşmek mümkün olmayacağına göre, insanca değerlerle beraber yaşayabilmek için daha yüksek sesle şarkılarımızı söyleye biliriz. Bir Karacaoğlan haykırışıyla oynayabiliriz kuklacılarımızla.
Karacaoğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Korkularımıza tutunarak özgürleşmek mümkün olmayacağına göre, insanca değerlerle beraber yaşayabilmek için daha yüksek sesle şarkılarımızı söyleye biliriz. Bir Karacaoğlan haykırışıyla oynayabiliriz kuklacılarımızla.
Karacaoğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Yorumlar
Yorum Gönder