Ana içeriğe atla

Itıra yaza

Kavanozumda pembe güller ve hanımeli. Komşuların bahçesinin yola taşan kokusundan aşırdık çiçeklerimizi. Mayıs kokuyorlar, Haziran kokuyorlar, yaza yazılıyoruz uçuşan ıtır şenliğine doğru püfür püfür. Oh diyeceğimiz günlerin sersem salınışı beliriyor sanki. Hoş gelsin yaz diyelim de hoş olalım bari.
Güç zamanların insanlarıyız. Güç bir coğrafyanın cömert doğasında ekilip biçilmişiz. Yollarımız hep çakıl, taş; başımız hep ağır önümüze düşer boynumuz. Az güler yüzümüz, belki sadece çocuklarımıza güleriz en fazla yüreğimizden. Yaşlandıkça sertleşen çizgiler kaplar ellerimizi. Onları yordukça unuturuz dertlerimizi. Hoyrat iklimlerde büyümüş insanlarız ve zor bize oyun gelir. Türkülerde bile kederli sözlere neşeli ritmlerle eşlik edip coşmayı öğrenmişiz. Lakin dünya yetti be ya! Sırtımızdaki yükü şöyle bir anlığına dahi olsa indirip bir oh diyeceğimiz yerin yok mu bu yabanda? Gücümüz analığımızdansa eğer, Anadolu'nun yangınında tutuştuysak hayatla kavgaya bari şefkatimizin yüzü suyu hürmetine dokunmayın kızlarımıza! Biz onları narin çiçekler olarak yetiştirmeye devam edelim. Dokunmayın oğullarımıza efendiler gibi eksinler ekinlerini. Onları da bülbülle gül aşkıyla yakalım yeniden. İncinmesin nefeslerimiz diye kıymayın daha hayallerimize, düşkünlüğümüze ve canlarımıza. Siz tepelerin başında dolananlar eyleşmeyin milletle, rahat bırakın da yazları yaz, kışları kış olsun.
Savaşların ortasında düğün kurulmaz lakin bitmeyen savaşların içinde nasıl yaşanır? Hitit krallarından Anitta'nın lanetleri düşüyor aklıma, tuttu mu gerçekten acaba diye? Of Of bir pembe gülün dibinde hanımeli yutar tüm lanetleri, deyip, hoş olsun diyorum dil-hoş umuduyla!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aladağ'lar Ana dolu

Soğuk bir kış gecesinde Aladağ’larda yanan kızlar benim kızlarımla aynı yaştaydılar. Evlerinden, analarından, babalarından uzakta yalnız yangınlar içinde biz yanmayalım da bir ülke olarak kimler yansın. Okumaya gönderilen kızlardı onlar, gelecekleri analarına, ninelerine benzemesin diye okullara giden yavrulardı. Amansız bir yarışa durmuş, gündüz okulda matematik, fen, sosyal bilgiler, İngilizce vb. derslerini görmüş, ödevlerini yapmış eve gidememiş, yurtta kalan 11-14 yaş aralığındaki canlarımızdı onlar. Birer körpe umuttular yeşeremeden yandılar, biz yanmayalım da kimler yana? Ah yokluk, yoksulluk ve yalnızlık ne büyük bir yangınsın sen ki bin yıllardır sönmedin. Küllerinden tutuşup tutuşup kavurmaktasın hala bizi. Uykularında olmaydılar halbuki şimdi, derin karanlığında değil ölümün. Belki yarın için ödevlerini bitirmişlerdi, öğretmenlerinden övgüler alacaklardı, çatlak elleriyle anneleri üstlerini örtemese de, sarılacaklardı yorganlarına Aladağ’ın yalnız kızları ve gelecekl...

Körleşme

Düşüncelerim, duygularım fazlasıyla dalgalı bu günlerde. Aslında istediğim rahatlıkta ve özgürlükte yazamıyorum. Açıkçası, korkuyorum deyip susuyorum. Çünkü ülkemde insanların neler yaşadıklarını çok iyi biliyorum. Geçmişte, 80 döneminde bir toplumun üstünden geçen silindirin çekingenliğini yaşıyorum hala. İnsanların, en yakınlarımızın nasıl işkence tezgahlarından geçtiğini dinliyerek büyüyen çocuklardık biz. Darbelerin darma duman ettiği hayatlardık. Zorla yaşama tutunmayı başarmışken, şimdi yeniden özgürce tüm düşüncelerimizi paylaşıp yeniden kaybetmekten ve kaybolmaktan korkuyorum. Sadece kafamın neden bu kadar karışık olduğunu anlatmak istiyorum ve bu kadarıyla yetiniyorum. Gündemimiz seçim, yoksulluk, hepsinin dışında koca bir yumak haline gelmiş sorunlara durmadan eklenen yenileri. Sadece üzülüyorum, bu kadar kaba bu kadar hakaretlerle dolu geçen seçim dönemlerini yaşamak zorunda kaldığımız için. Hiç kimsenin yandaşı ve taraftarı değilim. Keşke birileri de sadece kibarlığı...

Bağırmayın

Güneşin karalaması                                                                         "Hey Öğretmenim, sizi hayretle izlemekteyim! Kafamın ne kadar karışık olduğunu anlamadan bana bağırma, lütfen. Dünyayı anlamaya çalışmaktayım ve sizlerin bana yardımcı olacağınızı düşünmüştüm ama bana sürekli gürültü yaptığım için bağırmanızı veya verdiğiniz ödevlerinizi yapmak istemediğim için kızmanızı ve beni aşağılamanızı hak ettiğimi sanmıyorum. Henüz 10'lu yaşlarımdayım ama sanki dünyanın yükünü sırtlamışsınız omuzlarıma ve büyükmüş gibi yaşamamı istiyorsunuz benden. Çocukluğuma dokunmayın, oyunlarımı gelecek kaygısıyla çalmayın, bana bağırmayın!" Günlerimin izine düşmek istediğim önemli bir konu var sevgili arkadaşlarım. Kendi içinde yaşadığım sorunlar üzerine yazmayı pek sevmiyorum. Hele ki çocuklarım...